Evet suçluluk duygusu hakkında yazmak istiyorum.Suçluluk nedir?kısa tanım psikiyatri biliminde "çok değer verdiğin bir kişiye karşı hata yaptığında kendini değersizleştiren duygunun" adıdır.Yani kişi önce hata yapıyor ardından da yaptığı hata sebebiyle kendini giderek değersizleştiriyor.Dğersizleştiği bu durumun içinden kurtulmak için yapabileceği tek şey ise ya hatasını affettirmek ya da bu hatadan ders alarak yeni deneyimlerinde bir daha aynı hataya düşmemek.;Ancak hatanın boyutu büyüdükçe bu duygu kişiye daha büyük zarar verir hale gelecektir.
Düşünün suçluluk duygusu içindeki bir birey kendi içine çökmüş bir evin çatısı gibidir.Evin içindeki bireylerin kurtulabilmesi için tek çare o evden kurtulmaları ve yeni bir eve taşındıklarında daha sağlam bir çatı yapmalarıdır.Aslında suçluluk kavramı içinde mutlaka hatayı da barındırır.Hatanın veya yanlışlığın olmadığı bir yerde suçluluk olamaz,eğer güzel onere edici bir davranış varsa orada suçluluk değil mutluluk vardır.Arkadaşıma karşı güzel fedakerane bir iş yapmışsam bu kendimle gurur duymamı sağlar.Dini kökende de bu suçluluk duygusu ile gurur arasındaki zıtlığa sık sık atıflarda bulunuur ve hatta gurura kapılmamak için sürekli belirli bir suçluluk düzeyinde bulunmamız gerektiği zımmen vurgulanır.Dindeki suçluluk duygusunun faydacı yaklaşımı,kişiyi yaptığı hatalardan (günahlardan) sürekli uzak tutmak ve beyne hataların tekrar sokulmamasını sağlamaktır.Böylece gurur dediğimiz kendini gereğinden fazla sevmek törpülenmiş olur.oysa batının bilimi güzel işler yapmayı ve bu işler neticesinde kendimizle gurur duymamız gerektiğini sürekli vurgular.İnsan der ancak kendini gerçekleştirdiği takdirde mutlu olabilir ve yaptığı iyilikler karşısında gurur duyması gayet normaldir.Oysa din de yapılan iyilikleri ve suçlulukları boşaltabileceğimiz bir alan kendiliğinden yaratılmıştır.bu alan diğer alemde bir yerdedir.kişi iyilik yaptığı zaman bu iyilikleri üzerine alınmaz birey nötürleştirilmiştir.bu nötürleme bireyi yaptığı iyiliklerin de ilerde üzerine baskı yapmasını önlemesini sağlar.yapılan hatalarda diğer aleme gider böylece öznemiz yaptıgı hatadan da yaptıgı iyilikten de sorumsuzlaştırılmış olur.tabi bu sorumsuzlaşmanın boyu ebatı rengi tadı cinsi ayrı ayrı ele alınmıştır.yani sorumsuzlaşma özellikle dinimizde tamamen günahlardan sıyrılarak yeniden hata yapma özgürlüğüne kavuşmayı içermez.Tam aksine yapılan hata ile tıpkı yıkılan çatıdan sonra yeni bir evde daha sağlam bir çatı altında konaklama da olduğu gibi bir takım önlemler eşliğinde yeni yapılacak günahlara karşı temkinli davranmak gerektiğini içerir.
Oysa suçluluk duygusunu ifade etmek için başladığım yazıda başka konulara değinmek istemiştim.Özellikle kız erkek ilişkilerindeki suçluluk duyusunu irdelemek istiyorum.Neden suçluluk duyarız?Bir kişiyle ayrıldığımız zaman neden ayrılıktan sonra duyulan üzüntünün içinde bir miktar da mutlaka suçluluk vardır,?
Bu duygu nasıl yerleşir içimize?bileşkeleri nedir bu duygunun?üzüntü,kendini değersizleştirme,knedine güven duygusuna verdiği zarar,pişmanlık,hayaller,anılar?Bu boğucu kafesten nasıl kurtulabiliriz? Bu olumsuz duyguların harmanladığı tutum sergileyebilme yeteneksizliğimiz ile yaşamanın tanımı nedir?suçluluk duygusuna kapılamkta ki ana etkenlerimiz nedir?yaptığımız hata nedir?
Hata iki şeyi içnde barındırır 1 yanlış bir eylem 2 bu yanlış eylemin neticesinde karşı tarafta oluşmuş bir zarar.ancak hukuk dilindeki tanımıyla hata için kişinin kusurlu olmasına gerek yoktur.yani kişi kusurlu olmadan da hata işlemiş sayılır.Ama iki tür hatanın yaptırımları farklı farklıdır.dolayısıyla temel hata dedğimiz kişinin kendinden beklenen dikkat ve özeni göstermemesi kişiyi hemencecik hatalı yapar(saik hatası).kişi kendinden beklenen dikkat ve özeni göstermesine rağmen hata yaparsa bu sfer uygulanan yaptırımlar düşer(Temel hatası).yani daha düşük bir ceza uygulanır.Biz teknik terimlerin içinde kaybolmadan kendi zihnimizin gösterdiği yolda ilerlemeye devam edelim.
Dolayısıyla ilişkilerde bireylerden birisinin hatalı sayılabilmesi içn temel olarak kendinden beklenen dikkat ve özeni göstermeyerek karşı tarafa bir zarar vermesi gerekir.Kendimizden beklenen dikkat ve özen nedir?Bu dikkatli olma ve özen gösterme hangi sınırlar içerisinde geçerlidir.Nereye kadar dikkat etmeli nereye kadar özen göstermeliyiz?Sevgilimiz bizim için tinsel,zihinsel,davranışsal ve fiziksel pek çok ortak alanını birlikte kurduğumuz o alan içinde birlikte yaşadığımız kişidir.Örneğin, sadakat sevgi iyiniyet ve saygı bu alanın olmazsa olmaz kurallarıdır.
Devam edicem..........Erkan Ören
1 yorum:
http://www.psikoterapi.gen.tr/sucluluk-kompleksi-nedir/
Yorum Gönder