Translate

Cuma, Ekim 27, 2006

CEMİL MERİÇ konuşursa..

İnsaı cemiyet yaratır.Hangi cemiyet?İnsan cemiyetle tam bir uyum halinde oldugu zaman tarihi yoktur;doğar yaşar ölür.Tarihi yaratan,fertle kalabalık qarasındaki anlaşmazlık..Fert cemiyetle kaynaştığı zaman tarihi yoktur...
Her büyük adam,kucağında yaşadığı cemiyetin üvey evladıdır.Zira o,tyarınki veya dünkü veya ötelerdki bir cemiyetin çocuğu,kendi cemiyetinin değil..Kaderimizi çizen cemiye;fakat ona ırzımızı teslim ettiğimiz anda erimişizdir,denizdeki eherhangi bir dalgayız.
-Aydın olmak için önce insan olmak lazım.İnsan mukaddes olandır.İnsan hırlaşmaz.Konuşur.maruz kalmaz,seçer.Aydın kendi kafasıyla düşünen,kendi gönlüyle hisseden kişi.Aydını yapan: uyanık şuur.tetikte bir dikkat ve hakikatin bütünnü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.(kırkı ambar)
-Düşünmek,insan üzerinde düşünmk,mutlak yasak bölgelerden bir kaçına dalıp çıkmakla olur.Zaten demokrasi ve liberalizm yasak bölgeleri kaldırmak mansına gelir.(jurnal)

-Düşünceye cazip ve parlak bir biçim vermek küçültür düşünceyi.Büyük yazar içinden gelen sesi olduğu gibi haykırandır.kelimeleri kullanırken avamın hoşuna gidip gitmeyeceğini düşünmez.Derin bir düşünceyi kavramak,o düşünceyi kavradığüımız anda derin bir düşünceye sahip olmaktır.

-Bizi bir dedikodunun teferruatına zincirleyen alaka, serseri bir alaka; can çekişen bir toplumun acılarına ortak eden bir alaka,insanca.

-Büyük zekalar kitabidir.

-Büyük insanla sokaktaki insan ayrı kanunlara tai.Daha dogrusu büyük adam için kanun yoktur.o bir gayenin emrindedir.İnsanlığın hayrı için kalabalığüın suç saydıgı er hangi bir hareketi işleyebilir...Büyük adam tabiat kuvvetleri gibi tahripkardır.ve tahripkar olmak zorundadır.Daha aydınlık bir gelecek için bugünü yıkmakta tereddüt etmez.İdealin konuştuğu yerde vicdan konuşmaz.Sokaktaki insanın tek vazifesi vardır: neslini devam ettirmek.Tabiatı icabı muhafazakardır,itaatkardır,hürmetkardır.Ayırıcı vasfı törelere uymaktır,bundan gocunmaz.Yığın büyük adama kanunu çiğnemek hakkını tanımaz.suçlunun kellesini keser.ama bir nesil sonra aynı kalabalık kellesini kesitği adamı azizleştirir.Yığın hale hükmeder,büyük adam istikbale.
-Psikanazliz, karlı bir mit.Kilisesi rahipleri,ayinleri var.Şuuraltı her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı.Yığının bu gibi inceliklerden haberi yok.

-TECRÜBE HAREM AĞALARININ SİLAHI.büyüklerin koltuk değneğine ihtiyacı var mı?isa tecrübesiz.Saint-just tecrübesiz oldugu için ulu.TECRÜBE BAYAĞILIĞA ALIŞMAK VE BAYAĞILAŞMAK.

-Tecessüsmüz yeni fetihlere kanatlanırken, gündeliğe,bayağıya,alışılmışa takılıp kalan bir dikkat ne kadar zavalla.

bi aralık sonbahar..

Ağaçları otobüslerden seyretmek daha başkadır,
Dümdüz toprak anada,bir dekor gibi
Süratle geçer gözümüzün önünden ağaçlar,
Pencerede bir yalnızlık vardır,
Sizinle paylaşmak istemektedir,
Siz buğulanmış bir şeffaflıksınızdır o anda,
Burnunuz akar, çamur ile yağmur olmak istersiniz,
Soğuk size şimdilik bir cam kadar uzaktır.
Ama anılar hiç silinmez,hep bekler doğru anın gelmesini.

....
Durmadan ilerledi bu ayaklar,
Çamura bastı,kaldırıma bastı,en lüks halıya bastı
Tek bir kelebeğe basmadı,
Tek kana basmadı,
Tek bu hoş duyguya basmadı.

Yırtabilirsin bu cümleyi,,
Arkadan izledi hayatı,soğuk içimde bir direnç olmuş
Film ve sevgilim,
Kucağımda sümüklü bir çocuk olmalıydı bu manzara,
Şimdi titrek adımlar, anamdan kalma bir ah-ü efgan,
Ziynetlerle döşeli bir saray bu topraklı yol.
Sefaletimle baş başa kalmak,
Andımı yeniden okumak,
Anama sarılıp sarılıp ağlamak istiyorum.

Erkan Ören 09.2006/antalya

BEN VE ÇOCUĞUM

BEN VE ÇOCUĞUM

Dalga dalga hayaller içinde büyüyen çocuk,
Evdeki sessiz neşe
Sokaklara gebe hislerimin bu dolmuş boşanmışlığı
Gerçeğe aykırılığın bile bir tadı var
Hayatının yanağında bir gamze gibi
Göze batıyor,güzelliğin

İştahlı bir kurt çenesi kadar hareketliyiz bu gece
Kaşların gibi aksesuar güzelliğine batmışsın
Islanmışsın

Biz,
Doğurmaya mecburuz,yağsız yaşanmıyor bu hayat
Kılçık gibi boğazdayız
Düşünmeden yaşamaktan tiksinen
Bizdik,!

Çömelmiş ideallerimizi altın sarısına batırmamak
İsterdik,,

Fakat sana baktıkça, boğaz tellerim acıyor,,
Yaşamak işveli, cilveli, derinliksiz
Anlamsızlığa gömülmeden,
Hedef oltasına takılmadan
Mutlu olabilmek
Her şeyden,
Bir karınca gibi,bir çiçek yaprağı gibi anlamlı ve sakin
Noktalı boşlukları doldurmadan anlayabilmek,
Özgürlük budur çocuğum...

erkan ören / 09,2006