Translate

Pazar, Kasım 11, 2007

İnsan Olmanın Verdiği Acı

İnsanlık adına,tarih adına yaşam adına ne için var oldugumuz adına sürdürülen tüm akıl yürütmeler adına tekrar ve tekrar kafalarımızın içinde zonklayan sorulara inat haykırmak gerekiyor: İNSANIZ VE OLAYLARI,DURUMLARI VE KİŞİLERİ KONTROL EDEMEMENİN ACISINI YAŞIYORUZ.
Gündelik yasamda pek cok arkadasımızın,abimizin ve kardesimizin yasamın içinden cıkılamaz çelişkilerine aldırmadan keyifle ve altını cizerek söylemek gerekirse istikrarlı bir biçimde yasayabilmelerine hayretle bakıyorum.Kimi zamanlar insan kendini varıp varabilecegi en üst noktada hayal etse bile içini kemiren bir rahatsızlık vardır.Ne için yasıyorum,bu dünyada neden bu kadar haksızlıklar var..dünya neden adaletsizliklere gebedir?neden bazı insanlar diğerleri kadar iyiniyetli düşünüemezler..Bizi diğer insanlardan ayıran farklılık nedir?Empati toplumu sevgi toplumu ve kardeslik adına neden gereken cabaların hepsinin bir an önce uygulanması gerektigine sizin kadar inanmazlar?
Neden rutin işlerden sıkılırız?Neden yaratıcı ve farklılığını ortaya koyan davranıslar sosyal davranıs kurallarının içinde yerini alamaz?
Bizi başedemediğimiz bunca problemin içinde yaşamaya zorlayan nedir?bunca problem varsa bu problemlerin cözümü için neden bazı insanlar gereken girişimlerde bulunmazlar?Yada buna yeltenenler varsa bizler neden bu adamları takip edemeyiz.
Değerlerimiz nedir?Medeni bir insanın hayata baglanması için ne gereklidir?Çalısmak sadece para kazanmak içinse, para ile birlikte gelen ne tür bir zevk bizi motive edebilir?aksamları bindigimiz arabamız mı?Evde sıcacık yanan soba mı?Evde bizi bekleyen mobilyalı evimiz mi?Anlamsız bir gidiş de gidiyoruz.Çalısmak akıllı bir insan için her seyden önce gelecege dönük,makam ve mülk dısında sahiplendigi bir hedef için olmamalı mıdır?İnsanların günlük yaşamlarının ötesinde derin bir bag ile baglı oldugumuz ne olabilir?
Evde sıcacık odanızda cayınızın demlenmesini beklerken,bugün için ne yaptım dediginde insanın elde ettiği ne olmalıdır?
Hayat felsefemiz -dini inanclar dısında- nasıl yorumlanmalıdır?Başarının bize verecegi en önemli sey kendine daha cok güvenmek ve kendini severek yasamaksa,bu güvenc ve sevginin sınırları ne olmalıdır?Hangi noktada durmak gerekir?Başka insanların saldırısına ugramadan veya sözlü tacizlere maruz kalmadan bu sınırda naasıl kalınabilir? herkesi mutlu etmek kabil degildir mantgına inanmak zorundamıyız? herkesi inandırmaya veya mutlu etmeye gücümüz yetmiyorsa, devamlı süphe ve tedbir içinde mi yaşamak zorundayız?Yaptıgı her davranıstan zevk alan,kendini mutlulukla benimseyen,baaşrılı ve mutmain (tatmin olmus) bireyler yetiştirebilmek için onlara hangi degerlerin daha önemli olduguna inandırmalıyız?
Başkalarına inanmayan bunca insan varken bu inancsızlık içinde nasıl olupta yasamınızı devam ettirebiliyorsunuz sorusuna neden doyurucu bir cevap veremezler?
Gerçek yasam dedikleri, öz-kişiliği ve doyurucu yasam sürmek isteyenleri devamlı rencide etmek demekse, onurlu hiç bir insanın buna katlanmaması gerekmezmi?
Evet bence insan davranıslarını sekillendiren cok sıkı bir mantık vardır.Örnegin degisik karakter tipleri için degişik düşünme biçimleri ve bunlara göre her davranısları,sözleri ve hatta bakıslarının bile sekillendigi bir yasam.Dolayısıyla cimri bir adam gibi olmak için cimri adam olmanın gerektirdigi mantıga sahip olmak gerektigi gibi, akıllı ve ahlaklı bir adam olmak için, onun mantıgını kavramak gerekir.Ahlaklı olmak mı neye istinaden?Ahlaksızlığın yaptırımı sosyal dıslanma oldugu için ahlaklı olmalıyım türünden mantıklar değil elbette.Örnegin ahlaklılık kavramı içsel bir dürtü gibi insanın kendine has bir özelliği olmalı.Bunu inannçlarla saglayabilir.Neye inanarak?yaptıgım her ahlaksızca davranıs baskalarını rahatsız ettiği gibi ben de aynı ahlaksız davranıslara muhatap olabilirm de o yüzden gibi.Elbette bunlar sadece bir örnek ama sanırım kafamızdaki tüm sorulara cevap bulmak için cok daha detaylı düşünmemiz gerekiyor.Ve peşinen teslim etmeliyiz ki, hayatın içinde yer yer karsılastıgımız sıkıntılı dönemlerimizde sabit durabilmek cok önemli.Sabit yani,köklerine bağlı, sarsılmadan ve inatla hayatın zorluklarına meydan okuyup kafamızı salih emellerden ve umutlardan ayırmadan.Bu şekilde düşünmek ve yasamak için caba sarfederek.

Hiç yorum yok: