Translate

Cumartesi, Ocak 26, 2008

Eric Hoffer "Kesin İnançlılar"

Enfes bir kitap.Esas olarak kitle hareketlerinde aktif bağımlı-adanmış-kesin inançlı kişilerin inanç ve davranış dünyalarını, kitle hareketlerinin -ki bunlar devrimlerden,Nazi hareketinin savunucularına veya bir cemaatin,dinsel bir grubun iç yapısına kadar tümünü kapsamaktadır- nedenlerini ve gelişimini sosyolojik ve psikolojik açıdan yazarın kendi özgün ifadeleriyle değerlendirmektedir.pek çok üniversitede siyasaset bilimcilerin ek ders kitabı ve kaynakça olarak kullandıkları değerli bir kitap.Altını çizdiğim yerlerden çok azını buraya aktarıyorum.Bu biraz da tembelliğimden galiba.
Başka bir insan olma bölümü:
"Hayal kırıklığına uğramış kişi için bir kitle hareketi ya bütün benliğin değişmesi imkanını veya kendi kişiliklerinde kaynağı bulunmayan, fakat yaşamaları için gerekli olan amaç, öğünme, güven ,umut ve değer gibi nitelikleri vaadeder." "Yahudilerin kutsal topraklara inanarak dünya güç dengeleri içinde önemli nbir yere varmaları"

"Kutsal bir amaca inanç, bir dereceye kadar nefsimize olan inancın kaybolmasından doğan boşluğu doldurmak zorundadır."
Ufak yorumum : Şüphesiz bu müspet veya menfi yorumlanabilecek bir cümledir.Nefse olan inancın kaybolması narsist bireylerden kurtulma, özgeci,diğerkam bireylerin onların yerine ikame edilmesi anlamında faydalı olabilir.

Şehir yaşantısı yani bizi anlatan bir cümle:
"Modern bir toplumda insanlar ancak ardı arkası kesilmez telaşlı bir hayatın meydana getirdiği şaşkınlık içinde yaşadıkları sürece umutsuz yaşamaya dayanabilirler."

"güneş doğduğundan güneş batıncaya kadar sadece kendilerini hayatta tutacak şeyleri sağlamak için didinen insanlar keder beslemezler ve hayal kuramazlar."
Ufak yorumum: Bana çok düşünme, kafanı rahat bırak biraz diyen insanlara karşı şimdi biraz daha değişik bakıyorum.

"Sefalet dayanabilir düzeye geldiği zaman yani özlenir bir durum, ulaşılabilecek mesafede görünecek kadar koşullar düzeldiği zaman hoşnutsuzluk en yüksek düzeye yükselir."
Ufak yorumum: Bugün ülkede insanlar 5 yıl öncesine kadar ne durumda olduklarına bakmaksızın sadece yakınarak yaşıyorlarsa bunun altında katedilen mesafelerin ve koşulların düzelmesinin de payı olsa gerek.İnsan nefsinin tatminsizliği..:) :(

"Nefsimize olan güveni en fazla okşayan şey, devamlı yaratma yeteneğimiz ve elimizle bir şeyler meydana getirme yeteneğimizi görmektir.Modern çağda, hayal kırıklığına uğrayanların artması ve bireylerin kitle hareketleri tarafından kolayca etkilenmeleri nedenleinden biride belki el sanatlarının azalmasıdır."

inş.devam ederim..:)

Ben neden gösterişi sevmem?

"Kasvetli bir gece..Aksamdan bozma bir sorumsuzluk.Düğün telaşı,nikah töreni.Ardından kocaman bir restorantta buluşan tanıdıklarımıza selamlar iletmek.
Gelen 3-5 kişi.Yer nefis,denize nazır,tamamı cam pencere döşeli,temiz bir mekan.
Tokalaşmalar, sırıtışlar.Aklımın ermeyeceği pek çok ayrıntı.(Kol düğmesinden,ne renk elbise giyileceğine kadar) Salon kibarlıkları, nezaketli bakışlar,kibar beyfendiler,şık hanfendiler.
Gelin Türk, damat İngiliz.
Sonra müzik girdi.Çello ve klarnet çalan iki çoçuğun bulunduğu köşeden yapay çiçeklerle süslenmiş diğer köşesine kadar gezindirdiğim bakışlarım, şaraplar, şampanyalar, karidesler vs.vs.
Takım elbiseli şatafat, içki ve müzikle payelenmiş.Rakı şampanya,dekolte kıyafetler, dekolte konuşmalar, maksat eğlenmek..
Bir an için ortama kendimi çok yabancı hissediyorum.Terlemeye başladım.Adı kokteyl, olan bana oldu.Kokteyl gibi oldum.İçimde bir bin düşünce çocukluğuma kadar iniyorum.
Bu müzik bu gösterişli mekan bana ait değil,bu zevk benim değil.Burda ne işim var.
Velakin içimdeki şeytan buraya geldiğim için ortama uymak zorunda olduğumu fısıldadı.Ve olan oldu,barajın kapaklarını açtım,koyverdiğim düşünceler lastik toplar gibi nereye sıçtrayacağı belli olmaksızın sağa sola saçıldı.
Meydanda bir sorumsuzluk ve etiketinde eğlence yazan bir akşam.Şüphesiz sevdiğim arkadaşımın düğününde bulunmalıydım.Ama kendimi yitik hissettim o akşam."

Yürekten inandığım bir söz..

"Haksız olduğunu düşündüğü şeyi söyleyemeyen zavallıdır."

Cemil Meriç
Sırtta taşınmaz yükü göklerin
Herkes koşar zıplar ben yürüyemem
İsterse hayat aşını verin
Sayılı nimetler bal olsa yemem
Ey akıl, delinmez küfen
Ebedi oluşun urbası kefen
Kursa boişluğa eama köprü fen
Allah derim başka bir şey demem!

NFK

Salı, Ocak 22, 2008

Evlilik Manifestosu:(tamamı)

Bütün bu yazdıklarıma ters bir okuma mantığıyla "ne yani ben böyle değil miyim" "bunları zaten konuşmamış mıydık" "davranışlarımda demek ki olumsuz şeyler gördün de bunları yazıyorsun" "bunları şimdi söylemesen olmaz mıydı" vb. gibi çıkarımlarda bulunmamalısın.

Bu tipten çıkarımlar anlık, duygusal,tepkisel, ve duyduğun sevginin azaldığını zannettiğin,gerçeğe uymayan,söylemek istediğimi çarpıtan çıkarımlar olacaktır.Bu yazıyı sadece evlilik işinin ciddiyetini hatırlatmak, geleceği öngörmek ve sevgimizi güçlendirmek için yazıyorum.

Bu maddeler benim sana ne bir telkinim, ne bir uyarım, ne de bir tavsiyemdir.Olsa olsa evlenince sana tekrar tekrar hatırlatacağım gerçekçi,ayağı yere basan düşüncelerimdir.Her cümleyi derinlemesine düşünmen,ne demek istediğimi anlaman senin faydana olacaktır.Bunlara karşı söyleyeceğin düşüncelerini berrak ve net cümlelerle -benim yaptığım gibi-söylemeli ya da yazmalısın.

Evleneceğim kadın:
1)Benimle "iyi bir insanla evlenmiş olmak" için değil, beni sevginin son merhalesi olan yasal bir bağla sevmeye devam etmek istediğin için evlenmelisin.

2)Beni zihinsel düzeyde anlaman gerekir.Düşüncelerime saygı duyman yetmez.Bu düşüncelerime destek de vermelisin.Bu anlama ve algilama işi için, sadece zekanı değil,ruhunu da kullamalısın.bu iş, "kendinden vazgeçme" karşındaki kişi için düşüncelerinde ısrar etmeme cesaretini de içerir.

3)Kişişel görüşlerinden ve çıkarlarından vazgeçmek demek olan birlik ve fedakarlığı sağlayamaya çalışman gerekir.Fedakarlık kendi geçmişinden vazgeçmen, tutkuyla ailene ve kuracağımız yeni geleceğe kendini adaman demektir.

4)Kendine olan sevgin ve bugüne kadar katlandığın tüm sıkıntılarının pekiştirdiği "iyi bir gelecek kurma" kaygın, ikimizin sevgisinden daha önemli olmamalıdır.

5)Evlilikten önce tanışma sürecini, fikirlerin, değerlerin, yaşam biçimlerinin ve tutkuların karşılıklı yoklayarak öğrenilmesi süreci olarak kabul etmen, bu sürece saygı duyman, bilmen ve kendine ait düşüncelerini tutarlı olarak bu süreçte anlatabilmen gerekir.Uyuşmayan düşüncelerini cesaretle söylemelisin.

6)Gelişme,yenilenme, eski kişiliğinden ve yaşamından tamamen kurtulup, yepyeni bir hayat kurman demek olan evliliğe, güçlü bir umutla bağlanman,bu umudu besleyecek kaynakları düşünmen ve kendini yeni bir kişi yapacak sevgiye/sevgime/sevgimize sıkıca sarılman gerekir.

7)Hayal kırıklıkların, hoşnutsuzlukların veya "buna da tahammül edemem artık" diyebileceğin her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olman,adandığın evlilik hayatının zorluklarına karşı sabırlı,neşeli,güçlü durabilmeyi zihinsel olarak şimdiden kabul etmen gerekir.

8)Şimdi ve gelecekte kendini değersiz bir insan olarak görmene,kendinden sıkılmana ve hayatı kısırlaşmış ve bozulmuş görmene sebep olacak amaçsızlıktan kurtulman gerekir.Günlerini televizyon izlemek ve günlük streslerle hayatını şaşkınlık ve bıkmışlıkla yaşayan, hayatta aldığı kararlardan pişmanlık duyan bir insan olmak istemiyorsan sevgimizi ve ilişkimizi tetikleyecek amaçları bulmanın önemini kavraman gerekir.
Hayatına neşe,ilham,cesaret, güven ve umut katacak,içinde ikimizin de olduğu ortak amacını tespit etmen ve bu amaçlarını hayallerini bana anlatman gerekir.(Benim sana anlatacağım gibi)

9)Gelecekte sadece güzelliğinden/sempatikliğinden kaynaklanan her türlü avantaj, fırsat, kazanç, fayda veya şatafatı elinin tersiyle itmen gerekir.
Eğer gün gelir, sadece güzelliğinden dolayi bir kişi sana fayda sağlamaya çalışır ve sen de bunu farkettiğin halde böyle bir faydayı kabul edersen,bu ilişkiye ben de elimin tersiyle son vererim.

10)***

11)Evlenmekteki amacımızın, özgürlük değil, eşitlik içinde ve kardeş-dost-arkadaş gibi yaşamak olduğunu kabul etmelisin.Biz evlenerek daha özgürce yaşamak istemiyoruz.Eşitlik, bir bakıma kişiliğini gizleme arzusudur,yani kumaşı meydana getiren iplerden birinin diğerinden ayırdedilememesi gibi.Böylece kimse bizi diğerleriyle kıyaslayıp kusurlarımızı ortaya çıkaramaz.
Şayet ilerde hayal kırıklığı yaşadığın vehmine düşersen bunu asla özgürlüksüzlüğe yüklememelisin.Çünkü böyle yapanlar ancak ve ancak özgürlüğün gerektirdiği sorumluluk alma ve sonuçlarına katlanmayı becerememiş yeteneksizlerdir.

12)Benimle evlenerek hayatının tüm anlam ve alanları içinde bir bütün olarak olumlu bir değişime uğrayacağını bilmen gerekir.
Benimle evlenerek, hayatın boyunca sana sevgi besleyecek,bu sevgisini taze tutmak için her zaman senin biricikliğini ve tekliğini zikredecek, sana saygı duyacak, eksikliklerini ve kusurlarını örtecek, seninle hayatı boyunca gurur duyacak, seninle her daim empati kuracak, seni koruyacak,sana inanacak ve inanç verecek, sana sımsıkı sarılacak,ve kalben dahi seni asla aldatmayacak bir kişiyle beraber olacağını kafana KAZIMALISIN.

13)Benimle evlenerek, yaşamını faydalı olmaya ve doyumlu yaşamaya, okumaya, öğrenmeye,gülmeye,sevmeye ve çalışmaya adamış, Allah ile irtibatını evlilikle birlikte daha da güçlendireceğini ümit eden, inançlı, mütevazi, gösterişten hiç hoşlamayan, yaşam için zaruri olan yeme-içme-giyinme-barınma gibi meseleleri küçümseyen ve bunlara değer vermeyen birisiyle birlikte olacağını kabul etmiş olduğunu bilmen gerekir.

14)Seninle evlenerek yukarıda geçen her maddenin ayrı ayrı benim için de geçerli olduğunu, böyle olmasını sadece istediğim için değil,böyle olması gerektiğine kalben inandığım için bunları yazdığımı bilmelisin.

15) Bütün bu yazdıklarıma değer vermez, önemsemez, kalben inanmaz veya küçümsersen, benim de sana değer vermeyeceğimi,seni önemsemeyeceğimi ve küçümseyeceğimi bilmelisin.Bunu misilleme yapmak için değil uzun vadede düşününce doğal süreçte böyle olacağını tahmin ettiğim için söylediğimi de bilmelisin.

Cumartesi, Ocak 19, 2008

Evlilik Manifestosu:

Bütün bu yazdıklarıma ters bir okuma mantığıyla "ne yani ben böyle değilmiyim" "bunları zaten konuşmamışmıydık" "davranışlarımda demekki olumsuz şeyler gördün de bunları yazıyorsun" "bunları şimdi söylemesen olmazmıydı" vb. gibi çıkarımlarda bulunmamalısın.

Bu tipten çıkarımlar anlık, duygusal,tepkisel, ve duydugun sevginin azaldığını zannettiğin,gerçeğe uymayan,söylemek istediğimi çarpıtan çıkarımlar olacaktır.Bu yazıyı sadece evlilik işinin ciddiyetini hatırlatmak, geleceği öngörmek ve sevgimizi güçlendirmek için yazıyorum.

Bu maddeler benim sana ne bir telkinim, ne bir uyarım, ne de bir tavsiyemdir.Olsa olsa evlenince sana tekrar tekrar hatırlatacağım gerçekçi,ayağı yere basan düşüncelerimdir.Her cümleyi derinlemesine düşünmen,ne demek istediğimi anlaman senin faydana olacaktır.Bunlara karşı söyleyeceğin düşüncelerini berrak ve net cümlelerle -benim yaptığım gibi-söylemeli ya da yazmalısın.

Evleneceğim kadın:
1)Benimle "iyi bir insanla evlenmiş olmak" için değil, beni sevginin son merhalesi olan yasal bir bağla sevmeye devam etmek istediğin için evlenmelisin.

2)Beni zihinsel düzeyde anlaman gerekir.Düşüncelerime saygı duyman yetmez.Bu düşüncelerime destek de vermelisin.Bu anlama ve algilama işi için, sadece zekanı değil,ruhunu da kullamalısın.bu iş, "kendinden vazgeçme" karşındaki kişi için düşüncelerinde ısrar etmeme cesaretini de içerir.

3)Kişişel görüşlerinden ve çıkarlarından vazgeçmek demek olan birlik ve fedakarlığı sağlayamaya çalışman gerekir.Fedakarlık kendi geçmişinden vazgeçmen, tutkuyla ailene ve kuracağımız yeni geleceğe kendini adaman demektir.

4)Kendine olan sevgin ve bugüne kadar katlandığın tüm sıkıntılarının pekiştirdiği "iyi bir gelecek kurma" kaygın, ikimizin sevgisinden daha önemli olmamalıdır.

5)Evlilikten önce tanışma sürecini, fikirlerin, değerlerin, yaşam biçimlerinin ve tutkuların karşılıklı yoklayarak öğrenilmesi süreci olarak kabul etmen, bu sürece saygı duyman, bilmen ve kendine ait düşüncelerini tutarlı olarak bu süreçte anlatabilmen gerekir.Uyuşmayan düşüncelerini cesaretle söylemelisin.

6)Gelişme,yenilenme, eski kişiliğinden ve yaşamından tamamen kurtulup, yepyeni bir hayat kurman demek olan evliliğe, güçlü bir umutla bağlanman,bu umudu besleyecek kaynakları düşünmen ve kendini yeni bir kişi yapacak sevgiye/sevgime/sevgimize sıkıca sarılman gerekir.

7)Hayal kırıklıkların, hoşnutsuzlukların veya "buna da tahammül edemem artık" diyebileceğin her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olman,adandığın evlilik hayatının zorluklarına karşı sabırlı,neşeli,güçlü durabilmeyi zihinsel olarak şimdiden kabul etmen gerekir.

8)Şimdi ve gelecekte kendini değersiz bir insan olarak görmene,kendinden sıkılmana ve hayatı kısırlaşmış ve bozulmuş görmene sebep olacak amaçsızlıktan kurtulman gerekir.Günlerini televizyon izlemek ve günlük streslerle hayatını şaşkınlık ve bıkmışlıkla yaşayan, hayatta aldığı kararlardan pişmanlık duyan bir insan olmak istemiyorsan sevgimizi ve ilişkimizi tetikleyecek amaçları bulmanın önemini kavraman gerekir.
Hayatına neşe,ilham,cesaret, güven ve umut katacak,içinde ikimizin de olduğu ortak amacını tespit etmen ve bu amaçlarını hayallerini bana anlatman gerekir.(Benim sana anlatacağım gibi)

Salı, Ocak 15, 2008

zor işler..

İnsanoğlu seviyor, üzülüyor, aşık oluyor, derinlemesine düşünüyor, yüzeysel davranıyor, bazen sabırsız bazen çok kaba, bazen çok kibar davranıyor..Hareketlerimizin çeşitliliği, ve bazı bazı çelişkili oluşu kendimize doğru bir çekicilik yaratıyor.Kendimizi anlamak, içimize dokunmak onu hissetmek bazen öylesine kolaylaşıyor, bazen kapkalın duvarlarla inadına zorlaşıyor.
Hele sevince, hele sevince..Karsındaki insanı inadına sevmek, inadına her dediğine evet demek, her isteğini yapmaktan zevk almak öylesine lezzetli bir meyve.Bazen her isteğimizin sevdiklerimiz tarafından anında yapılacağına inanmak,ve bunun getirdiği güçle dengeyi kaybetmek.Olmayınca neden olmadı, neden kabul etmedi bu isteğimi diye üzülmek.İki sevgi dolu kalbin birbirine kavuşma iştiyaki ile küp küp atması , küçücük gülüşlerinden kendine kocaman bir imparatorluk kurması, ve bununla hazzetmesi.Kendi moral düzeyini koruyamadan, karsımdaki kişinin moral düzeyine hakim olmaya çalışmak.vs vs.
Zor işler..
Ama sevdiğiniz kişi size dünyanın en sevilesi insanı olarak geliyorsa aynı zamanda sonu mutlulukla biten güzel işler..

Pazar, Ocak 13, 2008

Rotasız Klupler..

İçimde köpüren isyan masallarına inatla karşı çıkıyor ve bugünlerde yasadıgım yogun frekanslı ilişkinin de etkisiyle akıl okumalarımı yapamıyorum.Yıllarca taşına bastıgım, topragını taşıdıgım, sogunu yediğim çorak anadolu topraklarına seyir halinde sıcak ve konforlu bir otobüs koltugundan bakarak düşünüyorum.Elimde hazmede hazmede okudugum bir kitap,bu ülkede yasayan biri olarak ne yapıyorum, neler yasadım diye soruyorum.
İnsanların ukalalık ve yalakalıkla yükseldikleri köşelerini kaybetmekten korktukları bir memlekette yasıyorum.benim memleketimde adı sanı belli olmayan klüpler gencecik dimağları parayla şatafatla kandırmışlar.İçlerine sinmişler..her seyden korkan ne kadar çok insan var.Yok mu bu ülkede bu rezilliklere bir kişi durun siz ne yapıyorsunuz diyen? Para ve makam karsılığını onurunuzu sattıgınızın, salon kibarlıklarıyla boyanmış içi boş bir sahtekarlığa kanma aptallığının içinde oldugunuzu farketmiyor musunuz?