düşünce
sırta yüklenen bir küfe değildir, taşımak için kullanmayız.Düşünce
taşınmaz, kullanılmaz, kalır. Bir yerde ortaya çıkar ve "olur".Olmuş bir
düşünce, insana büyük faydalar sağlayabilir.Fayda sağladığı ve insana
keyif verdiği için düşünce güzeldir. Esrarlı bir tarafı vardır,
düşündükçe daha çok düşünesiniz gelir.Düşüncenin mavi-sarı temizliği
içinizde bahar havaları yaratır.Öte yandan kontrol edilen, eğitilmiş
düşünceler, farklı düşünceler ile tanıştıkça güçlenecektir.
Düşünce
sigara dumanı gibi eğrile büğrüle odanın içinde yavaş yavaş kaybolmaz.
Rastgele sıkılmış bir saçma mermisi gibi odanın her tarafından
iz/tahribat bırakabilir.İşte keyifli taraf burdur-ısparta-antalya, bu
saçma, kalıplı ve riskli "saçma" tipinde düşünceleri bulmak.
Düşünce
matematikseldir.Düşünce "O" ile ifade edilir.Her düşünce kendi içinde,
bir "neden" -"C" ile ifade edilir- ,bir süreç -"P"- ve bir sonuç - "R"-
barındırır.Ve her düşüncenin içinde binlerce C, P ve R vardır. en kısa
denklemi O= C+P+R dır. C ve P lerin sayısına göre R lerin sayıları
değişebilir ve istatistikleştirilmesi için sosyal ve fenni bilimcilerin
buluştuğu büyük bir kurul oluşturulmalıdır.
Aniden
aklınıza bir düşünce mi geldi,oturup düşünmelisiniz.Ziyan edilen bir
düşünce düşük yapan bir kadın gibidir.halbuki size ait bir düşünce
mutlak anlamda size büyük faydalar sağlayacaktır.Belki siz
yaymayacaksınız ama o düşünce faydalı düşünce ise size mutlaka faydasını
gösterir."Düşünmeniz tutabilir" ansızın, hemen oturup düşünün.
Bazen
düşünememe sendromuna girebilirsiniz.Allah'ın lanetlediği varlıklar
sizsinizdir o gün için.Mal gibi boş bir zihin tepsisinde gün boyu boş
kahve bardaklarını servis etmişsiniz, halbuki kahve ve ocak her insanda
mevcuttur.
Bazen hatta bu yazıyı okurken bile
düşünememe sendromuna yakalanabilirsiniz.aklıpları olmayan zayif
düşünceler değildir halbuki burdakiler.gerçekten büyük düşüncelerdir
bunlar.İnsanoğlunun geleceği bilgisayar teknolojisinin düşünce
teknolojisi ile birlestirilmesi nticesinde şekillenecektir.
düşünce,
kıvrımlaşıp,daha anlaşılmaz bir şekle
bürünebilir.Yabansılaşmış,-tırılmış,küsgün, alınganlaşmış bir düşünceden
sakınmak için onu dikkatle ve özenle ele almak, el üsütnde tutmak
gerekebilir.Aksi takdirde her damlası ip ip ayrıştırılması gereken koca
bir deniz örgüsüne dönüşerek, ilmik ilmik esrarengiz örgüsünün peşinde
çözülmek üzere koca bir yüzyılı heba edebilir. düşünceye neyi
düşüneceğine neden düşüneceğine düşününce ne kazanacağına düşünmeyince
neyi kaybedeğine, düşünürken neleri bilmen gerektiğine, hangi yöntemle
düşüneceğine, düşünürken hangi sağlık problemlerinin hangi "ne"yi hangi
"neden"i ve hangi "kazanç ve kayıplarını bilerek düşünme"yiihangi
"şekil"leri etkileyeceğine hakim olmalısın.
dşünmenin
de verimlisi ve verimsizi olur.verimli düşünme seansları ile verimli
düşünceye verilen değerin artırılması gerekebilir.ama düşüncenin bir
meta olarak görülmemesi, gerçek yaşayan bir varlıkmış gibi muamele
görmesi gerekir.
düşünce ansızın
sarabilir,boğazlayabilir, ortalıkta gezinebilir veya günlerce belki
aylarca ortalıkdan kaybolabilir.belki yetim bir çocuk gibi köşesinde
ağlıyor, belki ininde öfke/kin/garaz/isyan duygularıyla diş
biliyordur.düşünceye belli olmaz..
düşünce
geleceğe hakim olacaktır.Düşünce kurulları, düşünce devletleri ve
düşünce teroristleri olacaktır.Değil insanlar, düşüncelerin öldürülmesi
toplumun başlıca problemi olacaktır.Düşüncenin ortaya çıkışı yayılışı,
onu besleyen öteki düşünceleri ile birlikte bir ordu gibi bazen bir
terörist bazen bir polis görevinde olacaklardır.
düşünceler
sağlık problemi olarak teşhis edilebilecek, polis düşünceler ve
terorist düşünceler arasında çıkan çatışmlarda insanlar
ölebilecektir.düşünce yüklenimleri denilen yöntemlerin geliştirlmesi ile
birlikte en ilkel ifadesi ile " beyin yıkama denilen" teknikler bir kaç
saniyede uygulanabilir hale gelecektir.
düşünceler
sınıflara ayrılır."pure opinion"Altın düşünce varlığın, en saf ve en
mükemmel seviyesidir.Pure düşünce bütün insanoğlunu etkileyen
düşüncedir.
1 yorum:
dedim ya yazılarınızı ilgiyle okuyorum fırsatım oldukça. ele aldığınız konular içeriğini okumayan biri için bile "değerli düşünceler" olduğunun, boş, yoğunlaşmamış bi düşüncenin olmadığının göstergesi. yani öncelikle konular ilgimi çekiyor, başlıklar önemli. güncel, dönemsel.. yitirdiklerimiz ve kazanmamız gerekenlerle bağlantılı. insan yaşamını birebir etkileyen konular olması itibariyle yoğunlaşmalarınıza değer verdiğimi bilmenizi isterim. birebir görüşmeyi açıkçası sadece size yönelik diil de genel olarak "sanal"bulup benimsemediğim için yeltenmiyorum. ancak böyle düşünceler üzerinden paylaşımlar ve yorumlara daha fazla değer verdiğimi bilmenizi isterim.
yazınıza gelince düşüncenin gelişimi, nasılları konusundaki bölümlerinizi değerli bulmakla ve katılmakla birlikte kendi görüşümü de izninizle eklemek isterim.
düşüncenin kurumsallaşmış teoriye dönüşmüş hali bildiğiniz gibi ideolojidir. yani ideolojiler düşünce bütünlüğüdür ve bunun pratikleşmesi için oluşturulan stratejiler bütünü...
bir düşünce ne olursa olsun yalnız başına ele alınamıyor çünkü mensubu olduğumuz ideolojik değerler üzerinden yorumluyoruz. yani milliyetçiysek milliyetçi, ulusalcıysak ulusalcı, devletçiysek devletçi temellerde. dinciysek dinsel bakışaçılarıyla, ateistsek ateist bakışaçılarıyla...
geldiğimiz dönem itibariyle düşüncenin bu tür ben-merkezci bakışaçılarından sıyrılmaya çok ihtiyacı olduğunu söylemek isterim. çünkü geldiğimiz yüzyıl artık ideolojileri dahi kapsayan ve aşan bir paradigma değişimi sunuyor bizlere.
yani modernist paradigmalar-Newtoncu bakışaçısı-artık yerini kuantumik paradigmalara bırakıyor. kütlenin yerini atomaltı parçacıklar alıyor. iki kere iki dört etmiyor. kaba maddecilik anlayışından nano teknolojiye dayalı bir kütle anlayışı gelişiyor. maddenin yerini bilirsen zamanını zamanını bilirsen yerini bilemezsin gibi bir düşünce sistemiyle karşı karşıyayız. bu nedenle artık devletçi bakışaçıları siz -polis-demişsiniz, milliyetçi, dinci, ateist, sosyalist bakışaçıları yanlış olmadığı gibi artık aşılmak zorundadırlar. çünkü tüm bunlar ben-merkezci düşüncelerdir. yüzyıl ve yeni paradigmalar bunların aşılmasını dayatmaktadır. kuantumik paradigmalarla bağlantılı olarak ekoloji ve empatinin gündeme geldiği, ben-merkezci olmayan ve doğayla birlikteliğe dayalı bi düşünce gücüne ihtiyaç var. bu yaratılmadıkça -polis- düşünce ve -terörist - düşünce tarzları artık iki ayrı uç olsalar da doğaya ve insanlığa zarar verceklerdir. neden mi çünkü kategorizasyon, şekil, biçim artık geldiğimiz çağda ehemmiyetini yitirmiştir. normal, ortalama bir insan beyninide günde 75 bin düşünce geçermiş. bunları yakalayabiliyor muyuz. mümkün değil. sonuç itibariyle düşüncenin kalıplaşması dogmaları ve şiddeti beraberinde getiriyor. elbetteki düşüncenin biçim kazanması, dönüştürülmesi, yontulması gerekli, ancak kalıplaştırma değil de akışkan, değişken düşünce tarzına ihtiyaç var. geçtiğimiz yüzyıllarda düşünceleri değiştirmek ilkesizlik olarak tanımlandı. oysa ki bu dogmatizmin kendisiydi. düşünce her zaman yenilenmeye ihtiyacı olan bi gerçektir bu nedenle akışkandır. önünü barajlarsanız setleri yıkar ve sellere neden olur.
yine diğer bi nokta da paradigmasal olarak "yok oluş yoktur" diye bi gerçeğin varlığının kanıtlanmış olmasıdır. ben buna kesinlikle katılıyorum. bugün söylediğimiz bi söz belki bir şey ifade etmiyor gibi görünebilir. ama belki bir soru işareti olarak birinin kafasında kalmış olması, değişerek, dönüşerek yüzyıllar sonra bir doktrin olarak insanlığın karşısına çıkacaktır. bu yüzden konuşmak, düşünmek varolmanın temel koşuludur. çok şey bilmek değil, bildiklerimize, düşündüklerimize göre yaşamak ve Sokrates tarzı salt bilgiye dayalı değil de yönteme -yani bildiklerimizi doğru yaşamaya ve yaşatmaya dayalı yönteme-göre yaşamak en doğru ve değerli düşüncedir.
ara vermek zorundayım. çocuk ağlıyor. teşekkürler.
Yorum Gönder